Chris Hedges
Direniş yalnızca karanlığın güçleri ile çarpışmak demek değildir. Direniş, tam ve bütünleşmiş bir insanoğlu ya da insankızı olmaya ilişkin birşeydir. Direniş, yenilsek bile meydan okumanın insana getirdiği bir iç özgürlük olduğunu, hatta belki de görüp göreceğimiz tek özgürlüğün ve gerçek mutluluğun bu olduğunu kabul eder.
“Basit gerçek şu ki, beslenme tarzımız son 50 yıl içinde kökünden değişmiş durumda. Beslenme biçimindeki bu değişimler halk sağlığına sigara içmek kadar büyük bir tehdit oluşturuyor. Fazla yağ, fazla şeker ya da tuz, kalp hastalıklarına, kansere, obeziteye ve diğer öldürücü hastalıklara doğrudan bağlanabilmektedir ve bağlanıyor da. Toplamda, Amerika Birleşik Devletleri’nde başlıca 10 ölüm sebebinden altısının beslenme tarzımızla bağlantılı olduğu saptanmıştır."
İklim değişikliğinin yaratacağı kasvetli geleceği gözüpeklikle kabullenen bir kederi kucaklamalıyız. Her türlü direniş eyleminden –o nafile bir eylem olsa bile –bir zafer çıkartmak zorundayız. Afrikalı-Amerikalılar belki de yalnızca ezilenlere özgü bir kavrayışla anlıyorlar ki, şahsiyetimiz ve haysiyetimiz, bizleri ölümün pençesine hapsetmiş olan habis güçleri adlı adınca adlandırıp, onlara direnebilme yeteneğimizle ölçülecektir.
Dağılıp gitmekte olan medeniyetlerin son günlerinde budalalar dizginleri ele geçirir. Budala generaller ülkeyi batıran kazanılması imkânsız sonsuz savaşlara girişir. Budala iktisatçılar zenginler için vergi indirimleri, yoksullar için sosyal hizmet kesintileri talep ederken ekonomik büyüme masalları anlatır...
Yalanlar öyle bir atmosfer yaratır ki, bu ortamda herkesin yalan söylediği varsayılır. Hakikat şüpheli ve müphem bir hale bürünür. Anlatılanlara, doğru oldukları için değil, hatta kulağa doğru gibi geldikleri için bile değil, duygusal bakımdan cazip oldukları için inanılmaya başlanır. Sistemli bir şekilde yalan söylenmesinde esas amaç, Arendt’in yazdığı gibi “bizatihî insan doğasının dönüştürülmesi”dir. Yalanlar eninde sonunda, büyülü düşünceye teslim olan ve olup bitene aldırmaktan vazgeçen halkta bir uyurgezerlik halini besleyip büyütecektir.
Fransa'da hiciv dergisi Charlie Hebdo'ya karşı girişilen terörist saldırı, ifade özgürlüğüne ilişkin değildi. Radikal İslam'la da ilgili değildi. Kurmaca bir medeniyetler çatışmasını da göstermiyordu. Ufukta beliren bir distopyanın habercisiydi bu saldırı.
29 March 2010
Truthdig
TruthdigFeb 1, 2010