Yaban hayatını canlandırmak ve iklim etkilerinin üstesinden gelmek için 5 milyon sterlinlik bir proje National Trust arazisinde başladı.
BBC’den Chloe Parkman’ın haberine göre, yaban hayatını canlandırmak ve iklim etkilerinin üstesinden gelmek için 5 milyon sterlinlik bir proje National Trust arazisinde başladı. Garfield Weston Vakfı, Turning The Tide For Nature adı verilen ve üç yıl sürecek olan proje için 5 milyon sterlinlik fon sağladı. Proje bataklık, sulak alanlar, orman meraları ve nehirler gibi habitatları restore etmeyi amaçlıyor. National Trust, peyzaj ölçekli doğa korumanın 2028 yılına kadar 4160 hektar alanı kapsayacağını söyledi. Vakfın doğa ve restorasyon ekolojisi müdürü Ben McCarthy, bu bölgelerin “biyolojik çeşitliliğin artırılması ve peyzaj ölçeğinde karbon tutulması için sundukları faydayı önemli ölçüde artırma potansiyeline” sahip olduğunu söyledi. Ayrıca, “Sahada etkili eylemlerde bulunarak, başkalarıyla birlikte çalışarak ve Garfield Weston Vakfı gibi fon sağlayıcıların desteğiyle, yaban hayatı açısından zengin daha büyük, daha iyi ve daha birleşik habitatlar yaratacağız,” dedi. Korumacılar, su fareleri, çam sansarları, kırmızı sincaplar ve yerli beyaz pençeli kerevitler de dahil olmak üzere tehdit altındaki ve nesli tükenmekte olan yaban hayatının faydalanacağını umduklarını söylediler. Vakıf, Arlington'daki proje için sağlanan fonun ayrıca doğal genişlemeyi teşvik etmek için yaklaşık 75 hektar koruma çalışmasını destekleyeceğini söyledi. Peak District'in High Peak bölgesindeki finansmanın, bin hektar bozulmuş bataklık da dahil olmak üzere 3.024 hektar bozkır habitatında restorasyon çalışmalarını destekleyeceği belirtildi.
12 binden fazla kelebek türü için filogenetik ve coğrafi aralık verileri analiz edildi
Nature Ecology and Evolution dergisinde yayınlanan yeni çalışma, böcekler hakkında kapsamlı küresel veri eksikliğinin, korumacıları ve politika yapıcıları çok çeşitli böcek türleri için iklim değişikliğinden kaynaklanan biyolojik çeşitlilik kaybını azaltmaya hazırlıksız bırakabileceğini de öne sürüyor. Çalışma için, Yale Üniversitesi’nden Walter Jetz liderliğindeki bir ekip, dünya çapında 12 binden fazla kelebek türü için filogenetik ve coğrafi aralık verilerini analiz etti. Ekibe ayrıca Almanya'daki Marburg Üniversitesi'nde entomolog ve Yale'de doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Stefan Pinkert de eşlik etti. Kelebek çeşitliliğinin tropikal ve subtropikal dağ sistemlerinde yüksek oranda kümelendiğini buldular: kelebek türlerinin üçte ikisi öncelikle dağlarda yaşıyor ve bu dağlar alçak bölgelere göre 3 1/2 kat daha fazla kelebek sıcak noktası içeriyor. Ancak bu dağ ekosistemleri ve çevresindeki alanlar iklim değişikliğinin bir sonucu olarak hızla değişiyor. Araştırmaya göre, tropikal bölgelerdeki kelebeklerin sıcaklık niş alanının %64'ü 2070 yılına kadar aşınacak ve dağların coğrafi olarak kısıtlı sıcaklık koşulları sürekli olarak daralacak. Yale Fen Edebiyat Fakültesi'nde ekoloji ve evrimsel biyoloji profesörü olan ve Yale Biyoçeşitlilik ve Küresel Değişim Merkezi'nin direktörlüğünü yürüten Jetz, “Kelebeklerin çeşitliliği, zarafeti ve katıksız güzelliği dünya çapında insanları etkiliyor,” dedi.
Devegeçidi Baraj Gölü’nün su seviyesi azaldı
Diyarbakır’da tarım alanlarına sulama suyu sağlayan ve 110’dan fazla kuş türünün yaşadığı bilinen Devegeçidi Baraj Gölü’nün su seviyesi, iklim değişikliği, yağış azlığı ve buharlaşmanın etkisiyle azaldı. Biyoçeşitlilik ve Çevre Koruma Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, “Biyoçeşitliliği koruma açısından yeri geldiğinde oraya takviye yapmamız lazım. Eğer biyoçeşitlilik azalırsa tarım alanlarında verimlilikte ciddi düşüşler olur. Parazitler veya viral hastalıklarda ciddi artışlar olabilir” dedi. Devegeçidi Çayı üzerinde bulunan Devegeçidi Baraj Gölü, tatlı su balıkçılığı, hayvanların su ihtiyacının giderilmesi, tarım alanlarının sulama suyunun sağlamasının yanı sıra 110’dan fazla kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Prof. Dr. Kılıç, gölün su kuşları açısından zengin bir yer olduğunu belirterek, “Karacadağ Havzasının suyunu biriktirmek amacıyla 1970’li yıllarda kurulmuştur. Baraj, çevredeki tarlaların sulanmasında önemli bir işleve sahip. Yalnızca sulama ile ilgili bir görevi yok. Özellikle biyoçeşitliğin korunmasında çok değerli. Çok geniş bir havzayı kapsayan bu göletimizde, pek çok kuş türü barınır. Yaptığımız bir çalışmada 110’dan fazla kuş türünün burada yaşadığını gördük. Özellikle su kuşları açısından çok zengin bir bölge. Ördekler, balıkçıllar, ötücü kuşlar bu bölgenin müdavimleri. Bir kısmı üreme amacıyla burada bulunur. Göç olarak buraya gelen bu türler, burada üremelerini tamamladıktan sonra bölgemizden ayrılır. Ayrıca buranın yerli türleri de var. Ayrıca kış veya yaz mevsimlerinde yalnızca bulunan türler de var. O yüzden biyoçeşitlilik açısından çok değerli. Burada aynı zamanda pek çok memeliye de rastlarız. Kurbağalar, sürüngenler bu bölgede sıklıkla yaşayan türler. Farklı balık türlerini de burada avlama imkanı var,” diye konuştu.
Ardahan'daki Göle Ovası'ndaki menderesler taştı
Ardahan'da Göle Ovası'ndaki menderesler, karın erimeye başlamasıyla taştı. Kış mevsiminin çetin geçtiği kentte, havalar ısınmaya başladı. Göle ilçesi ile Ardahan arasındaki beyaz örtüyle kaplı ovada ise karlar yavaş yavaş eriyor. Bölgede kıvrım kıvrım akan ve her mevsim ayrı güzellikler sunan menderesler, karın erimeye başlamasıyla taştı. Mendereslerin aktığı Göle ilçesine bağlı Tahtakıran, Sürügüden, Karlıyazı ve Tellioğlu köyü bölgeleri suyla kaplandı ve sulakalanlar canlandı.