Bir isim, bir şarkı (II)

-
Aa
+
a
a
a

Fransız Öpücüğü'nde bu hafta, belirli bir isme ithafen yazılmış şarkılardan örnekler dinledik. Program boyunca; Jean Ferrat, Michel Sardou, Serge Lama ya da Catherine Ringer gibi sanatçılar tarafından seslendirilen bu tip parçaların yazılım sürecindeki ilginç hikâyeleri keşfettik.

Mariette & Francis Cabrel

Programın açılışını, Véronique Sanson’un 1994’te La Rochelle’de düzenlenen Les Francofolies festivalinde verdiği konserde, Michel Fugain’le birlikte seslendirdiği Alia Soûza adlı parçayla yaptık. Orijinali 1974 tarihli üçüncü stüdyo albümü "Le maudit"de yer alan şarkıda, Hawaii’ye yaptığı bir yolculuk sırasında tanıdığı bir mercan avcısının üç yaşındaki küçük kızından Brezilya’ya özgü ritimler eşliğinde bahsediyordu sanatçı.

1936-1939 yılları arasında süren ve yaklaşık beş yüz bin kişinin ölümüne yol aça İspanya İç Savaşı, faşist bir diktatörlük kuran General Franco’nun iktidara gelmesiyle son bulmuş ve Franco öldüğü tarih olan 1975’e kadar İspanya’nın başında kalmıştı. Solcu cumhuriyetçiler ve sağcı milliyetçiler arasındaki çatışmalarda her iki taraf da kanlı katliamlara imza atmıştı. İşte 1967 tarihli Maria adlı parçasında da Jean Ferrat, bir oğlu kızılları yani cumhuriyetçileri diğer oğlu da beyazları yani milliyetçileri destekleyen bir annenin gözünden anlatıyor bize bu acı dolu günleri. Sözleri Jean-Claude Massoulier imzasını taşıyan parçada, kendini belli bir tarafta konumlandırmaktan kaçınıyor Ferrat ve savaşın dehşetine odaklanmayı ve birbirlerine düşman haline gelen iki kardeşin annesi Maria’nın dramını bu bakış açısıyla aktarmayı tercih ediyor. Hatta “Eğer ona savaştan bahsederseniz, eğer ona özgürlük derseniz, size taşları gösterecektir, iki çocuğunun gömülü olduğu” sözleriyle, genel politik duruşunun aksine, pasifist bir tavır takınıyor sanatçı. 

1974 yılında, Toulouse’da yayın yapan Sud Radio’daki bir yarışmaya katılan Francis Cabrel, eşi Mariette’e ithafen kaleme aldığı Petite Marie adlı şarkı sayesinde dört yüz aday arasında birinciliği elde etmeyi başarmış ve böylece bir para ödülünün yanında CBS Stüdyolarıyla sözleşme imzalamaya da hak kazanmıştı. Haliyle 1977’de piyasaya çıkan ilk albümünde de bu parçaya yer veren sanatçı, stüdyonun onun özellikle bazı kelimelerin telaffuzu sırasında ortaya çıkan "Toulouse aksanını" ortadan kaldırmaya çalışması nedeniyle kayıtları sırasında oldukça zorlandığı bu versiyondan pek de memnun kalmadı ve 1991’de çıktığı turnede gerçekleştirilen kayıtlardan oluşan "D’un ombre à l’autre" isimli albüm vesilesiyle parçayı single olarak yeniden piyasaya sürdü. 1991’in Aralık ayının ortalarında Top 50 listesine giren şarkı, tam on dört hafta boyunca listede kalacak ve yüz yirmi beş binlik satış rakamıyla “Gümüş Plak” statüsüne ulaşacaktı. Eşine ithafen bir şarkı kaleme alan bir başka sanatçı da Georges Chelon'du. 1968 tarihli Evelyne adlı parçasında, 1962’de Fransız Riviera’sında yer alan La Napoule plajında düzenlenen bir şarkı yarışması sırasında tanışıp yaklaşık yirmi yıl evli kaldığı ilk eşi Evelyne’e aşkını ilan ediyordu sanatçı.  

Tıpkı bu iki parçada olduğu gibi bir kadının adını taşıyan ve erkekler tarafından seslendirilen parçalar genelde romantik aşk şarkıları oluyor. Tabii romantizmin yerini mizah ya da trajedinin aldığı istisnalar da yok değil. Örneğin Charles Aznavour, 1965 yılında piyasaya çıkan Sophie adlı şarkıda, sevdiği kadından bahsediyordu bahsetmesine ama ortada bir sorun vardı zira insanlar sürekli Sophie’nin arkasından konuşuyor, onunla ilgili ipe sapa gelmez dedikodular üretiyordu. Aznavour ise bu söylenenlere inanmadığını, Sophie’nin böyle şeyler yapmayacağını belirtiyor ve parçayı: “Onu seviyorum, onu seviyorum ve özellikle şunu bilin ki, dünyada kimse, bunu asla değiştiremez” sözleriyle bitiriyordu. Serge Lama ise 1998’de, bir senfoni orkestrası eşliğinde gerçekleşen konserlerinde seslendirdiği Claudia adlı parçada, trajik şekilde yitirdiği sevgilisine seslenen bir adamın rolüne bürünüyordu. Denizde boğularak ölen bu esrarengiz kadından: “O yaz günü ölüm sana sürpriz yaptığından beri, heykellerin arasında bir ileri bir geri yürüyorum ve kiliselere musallat olan donmuş yankıların içinde, geçmişten gelen hayaletin öldürüyor beni. Bir gecelik bedenlerde, uçmaya çalışırken beni yoran o bedenlerde, kendimi gömdüğüm bu bedenlerde, hüküm süren hala sensin. Buradaki hiçbir varlık teselli edemedi beni, yaşayan hiçbir varlık teselli edemedi beni” sözleriyle akla Edgar Allan Poe şiirlerini getiren bir şekilde bahsediyordu sanatçı bize. 

Bu tip anonim kişiler için yazılmış kurmaca şarkıların yanında, sanatta ya da politikada önemli yere sahip bir anlamda tarihi kişiliklere ithaf edilmiş pek çok şarkı da bulunuyor Fransız popüler müziğinde. Jean Ferrat’nın seslendirdiği Federico Garcia Lorca, La Complainte de Pablo Neruda ya da Pauvre Boris’te olduğu gibi bunların bazıları yazar ya da şairleri, Leny Escudero'nun Van Gogh, France Gall’in Cézanne peint ya da Serge Reggiani’nin Pablo’sunda olduğu gibi kimileri de ressamları konu alabiliyor. Tabii politikacıları ya da devlet adamlarını konu alan birçok şarkı da mevcut ama bu isimler pek de iyi anılmıyor genellikle. Örneğin 1985 tarihli parçası Miss Maggie’de Renaud, 1979-1990 yılları arasında İngiltere başbakanlık koltuğunda oturan Margaret Thatcher’ı yerden yere vuruyor ya da 2003’te piyasaya çıkan Giscard Complice’de, Les Wampas grubu, eleştiri oklarını hem Şilili diktatör Pinochet’ye hem de onun suç ortağı olarak nitelediği Valérie Giscard d’Estaign’e çeviriyor. Bununla birlikte kendi ülkelerine ya da dünyaya katkı sağlayan bazı siyasetçilerin hakkını da teslim ediyor Fransız müzisyenler. Mesela Léo Ferré, 1977 tarihli Allende adlı parçasında, Şili’nin 1973’de General Pinochet tarafından gerçekleştirilen darbe sırasında öldürülen sosyalist devlet başkanı Salvador Allende’yi anıyor ya da Michel Sardou 1981 tarihli Danton’da, Fransız Devrimi’nin önde gelen figürlerinden Georges Jacques Danton’dan övgüyle bahsediyor. Yine Michel Sardou, 1983’te piyasaya çıkan Vladimir Ilitch’de ise bu kez Sovyetler Birliği’nin o dönemdeki durumunun bir özetini yaparak Lenin’e sesleniyor. Böyle bir parça yazmak söz yazarı Pierre Delanoë ve besteci Jean-Pierre Bourtayre ile birlikte yediği bir yemek sırasında aklına gelmiş sanatçının. Bourtayre, televizyonda Prag Baharını konu alan bir belgeselden ve söz konusu belgeselde söz edilen ve 1968’de Paris Match dergisinde de yer alan “Uyan Lenin, bunlar çıldırdı” şeklindeki duvar yazısı bahsetmiş ikiliye. Bu duvar yazısı da Sardou ve Delanoë’ye bu temayı işleyen bir parça için ilham kaynağı olmuş. Sözleri komünizm karşıtlığı ile tanınan Pierre Delanoë imzalı parçada, “Sen ki insanların eşitliğini hayal etmiştin, içinde bulunduğun sonsuzlukta yüksekten düşmüş gibisindir şimdi, tüm bu gösterişli üniformalar içindeki ihtiyarları görünce ve imtiyazlı mahallelerdeki halk evlerini” sözleriyle ülkenin o yıllarda Lenin’in idealindeki yönetim şeklinden ne kadar uzak olduğu vurgulanıyor. Bununla birlikte: “Hiçbir şey değişmedi, yeryüzünün lanetlileri, bulamadı cehennemden çıkış yolunu” sözleriyle ünlü L’internationale marşına da bir gönderme yapılıyor. 

1995’te, Alain Chamfort, Liane Foly, Kent ve Jane Birkin gibi isimleri bir araya getirdiği kolektif bir albümün hazırlıklarını yapan Pascal Obispo’nun yolu, söz konusu albümdeki altı şarkının sözlerini yazan eski resim öğretmeni Lionel Florence’la kesişti. Florence’ın yazım tekniğinden çok etkilenen sanatçı, ondan halen hazırlıklarını sürdürdüğü yeni stüdyo albümü için de şarkı sözü yazmasını rica etti. Florence’ın da aklına ilk olarak, bundan bir süre önce on iki yaşındaki yeğeni Marie’ye yazdığı ve ona ona hayatın ne kadar değerli olduğunu ve her anın tadını çıkartmak gerektiğinden bahsetti bir mektup geldi. Florence bunu bir şarkıya dönüştürmeye karar verdi ancak şarkının ismini herhangi bir dini çağırışım yapmaması için Marie yani Meryem’den Lucie’ye çevirdi. Bu tercih, şarkının Obispo için de daha anlamlı bir hale gelmesini sağladı zira sanatçının hayatının ilk yıllarını birlikte geçirdiği büyük büyük annesinin adı da Lucie’ydi. Şarkı sözlerini Clichy Meydanı yakınlarındaki Parme sokağındaki evinde ilk okuduğunda, çok heyecanlandı bu nedenle Obispo ve hemen piyanosunun başına geçip besteyi tamamladı. Birkaç gün sonra Lionel Florence imzalı başka şarkılarla birlikte Lucie’nin de kaydı gerçekleşti ancak şarkı seçimi sırasında stüdyo albümde daha çok gitar altyapılı şarkıların yer almasını istemekteydi ve Florence’ın şarkılarının neredeyse hepsi piyano eşliğinde söylenmek için yazılmıştı. Pascal en azıdan Lucie’nin albümde yer alması için stüdyoya baskı yaptı ve en nihayetinde söz konusu parçanın kendine albümün en sonunda yer bulduğu "Superflu" albümü 29 Ekim 1996’da piyasaya çıktı. Bu albüm sayesinde 1997’nin Şubat ayında düzenlenen Victoire de la Musique töreninde dört adaylık elde eden Obispo, tören sırasında yapımcıların kendisinden orkestraya ihtiyaç duymayacağı bir şarkı söylemesini istediklerinde de piyanonun başına geçerek Lucie’yi söyledi ve bu performans tüm izleyiciler üzerinde olağanüstü bir etki bıraktı. Şarkının bu başarısı sonucunda Obispo Lucie’yi single olarak da piyasaya sürmeye karar verdi ve ayda seksen binlik bir satış rakamına ulaşan parça, albümün de yaklaşık bir milyon iki yüz elli binlik bir satış rakamına ulaşmasını sağladı.

1979’da, Fred Chichin’in Catherine Ringer ile tanışmasıyla temelleri atılan Les Rita Mitsouko gurubu, ilk albümünü 1984’te yayınlamış ne var ki söz konusu albüm pek de dikkat çekmemişti. Bağlı oldukları stüdyo tam ikiliyle ipleri koparmak üzereyken, stüdyonun Fransa başkanı Philippe Constantin, Les Rita Mitsouko’ya bir şans daha verilmesini sağladı ve grubun ilk albümünde yer alan Marcia Baïla adlı parça aynı yıl single olarak yayınlandı. Catherine Ringer parçayı, 1976 yılından beri tanıdığı ve birlikte çalıştığı ancak 1983’te henüz otuz altı yaşınayken kanser nedeniyle hayatını kaybeden Arjantinli koreograf Marcia Moretto anısına kaleme almıştı. Video klibi, Jean-Paul Gaultier ve Thierry Mugler imzasını taşıyan kostümlerle Philippe Gautier tarafından çekilen şarkı, Fransa listesinde iki numaraya kadar tırmanırken bir milyonu aşan bir satış rakamına da ulaştı. Şarkının 1990’da gerçekleşen Les Victoires de la Musique töreninde 80’lerin en iyi ikinci şarkısı seçildiğini ve Agnès Varda’nın Sans toit ni loi (Yersiz Yurtsuz - 1985) ve André Téchiné’nin Les témoins (Tanıklar - 2007) adlı filmlerinin soundtrack’inde de yer aldığını da hatırlatalım.

Kaynaklar:

La véritable histoire des chansons de Michel Sardou, Fabien Lecœuvre, Hugo Image, 2018

Jean Ferrat - Une Vie Vraie, Sandro Cassati, City Edition, 2012

1001 histoires secrètes de chansons, Fabien Lecœuvre, Editions du Rocher, 2017

Cabrel - L'intégrale L'histoire de tous ses disques, Daniel Pantchenko, Epa Eds, 2022

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Véronique Sanson & Michel Fugain Alia Soûza Comme ils l'imaginent 3:40
Jean Ferrat Maria Maria 3:09
Francis Cabrel Petite Marie D'un ombre à l'autre 3:50
Georges Chelon Evelyne Bobino 2:50
Charles Aznavour Sophie Aznavour 65 3:08
Serge Lama Claudia Symphonique 5:00
Michel Sardou Vladimir Ilitch Olympia 95 4:30
Vanessa Paradis Chet Baker Une nuit à Versailles 3:18
Pascal Obispo Lucie Billet de femme (Le concert symphonique) 4:45
Foé Nuria Îl 3:23
Catherine Ringer Marcia Baïla Chante Les Rita Mitsouko And More à La Cigale 5:50