Evet, başkan, başkalarını kıvrandırmaktan zevk alan, doymak bilmez bir güç tutkusuna sahip kötü huylu bir narsist ve sadist. Ama başka bir şey daha var.
Şunu anlayın: Trump'ın Kanada ve Meksika'ya uyguladığı gümrük vergilerini artırmasının nedeni, Kanada'dan veya Meksika'dan ABD için daha iyi anlaşmalar elde etmek için daha fazla pazarlık gücüne sahip olmak değil.
Kanada gümrük vergileri yürürlüğe girmeden saatler önce Trump'a, Kanada'nın bunları durdurmak için yapabileceği bir şey olup olmadığı soruldu. Trump, Cuma öğleden sonra Oval Ofis'te gazetecilere konuşurken, "Bir taviz aramıyoruz," dedi. "Sadece ne olacağını göreceğiz, ne olacağını göreceğiz."
Trump'ın Kanada ve Meksika'ya uyguladığı gümrük vergilerini artırmasının gerçek nedeni, dünyaya (daha küçük) ekonomilere, Amerika'nın (çok büyük) ekonomisine zarar verme pahasına bile olsa zarar vermeye istekli olduğunu göstermek.
Önemli olan gösteri — böylece dünya büyük cezalar vermeye istekli biriyle uğraştığını bilsin. Trump gücünü, güce sahip olduğunu ve onu kullanmaya istekli olduğunu göstererek artırıyor.
Aynı şey, diyelim ki Kolombiyalıları veya Brezilyalıları askeri uçaklarda kelepçeli ve zincirli olarak sınırdışı etme konusunda da geçerli. Diyelim ki Kolombiya veya Brezilya,kendilerine uygun görülen bu muamelelerden şikayet ettiler, bu Trump için daha da iyi olur. Trump, hiçbir gerçek dayanağı olmadan, onların suçlu olduğunu söylüyor. Sonra da onları gümrük vergileriyle tehdit ediyor. Kolombiya geri adım atarsa, Trump bir kez daha gücünü göstermiş olur.
Trump neden dış yardımı durdurdu? İsraf olduğu için değil. Aslında bu, dünyayı istikrara kavuşturmaya ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasını azaltmaya yardımcı oluyor. Trump'ın dış yardımı durdurmasının gerçek nedeni ise, bunu yapabileceğini göstermek istemesi.
Neden Trump sözleşmeleri ve anlaşmaları (Paris Anlaşması, NATO, veya hangileriyse artık) hiçe sayıyor (veya yırtmakla tehdit ediyor)? Bu tür sözleşmeler ve anlaşmalar Amerika için kötü olduğu için değil. Tam tersine, Amerika'nın çıkarınadırlar. Trump'ın anlaşmaları yırtmasının gerçek nedeni, Trump'ın ellerini bağlaması ve dolayısıyla ceza ve ödül verme konusundaki takdir yetkisini sınırlamasıdır.
Bunları bireysel "politikalar" olarak düşünmeyin. Bir arada Trump'ın gücünün toplu göstergesi olarak düşünün.
Kanada veya Meksika misilleme yaparsa, Trump onlara daha da büyük tarifelerle misilleme yapacaktır.
Kongre'deki bazı kıdemli Cumhuriyetçi üyeler, onun Kongre ayrıcalıklarını ayaklar altına aldığını söyleyerek itiraz ederlerse, ne olmuş yani? Bu, onlara kimin patron olduğunu göstermek için bir fırsat.
Bir federal mahkeme onu geçici olarak durdurursa, ne olur ki? Trump bunu yapmaya devam edecek ve mahkemelerin onu durdurmakta ne kadar âciz kaldığını gösterecektir.
Olanların perde arkasına bir bakarsanız, Trump'ın daha önceki tüm ABD başkanlarının sahip olduğundan daha fazla güç elde etmek için iki teknik kullandığını göreceksiniz.
Birinci teknik, büyük cezalar ve ödüller verebileceğini göstermek.
Ceza veya ödülün meşru olup olmadığının ne önemi var ki. Kanada'ya %25 gümrük tarifesi mi? Efendim? Ne dediniz?
Bu bir güç gösterisi.
Kanada'dan gelen petrol ve kereste veya Meksika'dan gelen meyve ve sebzelerin fiyatları Amerika'da fırlarsa, Trump için sorun yok. Zaten çoğu Amerikalı gümrük vergilerinin nasıl işlediğini anlamıyor. Trump Kanada ve Meksika'yı suçlayacak. Sonra da onları, diyelim ki, %50 gümrük vergileriyle tehdit edecek. Tadam!
Bu bizi Trump'ın gücünü genişletmek için kullandığı ikinci tekniğe getiriyor: Öngörülemezliğe.
Tacizci bir ebeveyni veya eşi, tacizci bir diktatörü veya Trump'ı özellikle ürkütücü yapan şey nedir? Öngörülemezlikleri. Onlar öngörülmesi zor şekillerde saldırırlar.
Yani, eylemlerinden potansiyel olarak etkilenen herkes onlara fazladan geniş bir alan tanıyor - önceden elde edilmiş devasa bir itaat alanı.
Trump herkesi merakta bırakıyor.
Danimarka'nın Grönland'ı Amerika Birleşik Devletleri'ne satmasını talep ediyor. Davos'ta muhafazakârlara karşı ayrımcılık yaptığı iddiasıyla Bank of America CEO'sunu azarlıyor. Bağımsız müfettişleri kovuyor. Adalet Bakanlığı'nı kendisine karşı davalar açan kariyerli memurlarından temizliyor. Doğuştan sahip olunan vatandaşlık hakkına saldırıyor.
Sırada ne var peki? Kimbilir? Asıl mesele de bu zaten.
Başkanlar, medya, neredeyse tüm Cumhuriyetçiler ve hatta bazı Demokrat milletvekilleri arasında gördüğümüz tuhaf saygıyı -korkaklığı- başka türlü nasıl açıklayabiliriz ki? Muhtemelen bunların hepsi kendi kendine şöyle diyor: "Bu adam her şeyi yapabilir, o yüzden özellikle dikkatli olmalı."
Musk, Bezos ve Zuckerberg onun mâbâdini öpüyor. Bill Gates ondan "açıkçası etkilenmiş" meğerse. JPMorgan Chase'in başkanı Jamie Dimon onun "tamamen yanılgı içinde olmadığına" karar veriyor.
Temsilciler Meclisi’nin yaklaşık 50 Demokrat milletvekili, şiddet içermeyen suçlarla işlemiş olmakla suçlanan belgesiz göçmenleri sınır dışı etmek için bir yasa tasarısını destekliyor. Daha neler?
1517'de Niccolò Machiavelli, bazen "deliliği taklit etmenin çok akıllıca bir şey" olduğunu savunuyordu (Livius Üzerine Diskurlar, kitap 3, bölüm 2). Fütürist Herman Kahn, 1962 tarihli Düşünülemez Olanı Düşünmek adlı kitabında, "biraz çılgın görünmenin" bir düşmanı geri çekilmeye ikna etmenin etkili bir yolu olabileceğini savunuyordu.
"Hukukun üstünlüğü" tamamen öngörülebilirlik ile ilgilidir. Özgür olmak için öngörülebilirliğe ihtiyacımız vardır.
Ancak, Trump'ın yaptığı şeylerin çoğu ya yasadışıdır ancak, mahkemelerin bu kararı vermesi aylar veya yıllar alacaktır ya da "muhtemelen yasadışıdır ancak, mahkemeler tarafından test edilmemiş" olup gri alanındadır. Bu da Trump’ın stratejisine gayet uygundur.
Medya buna "kaos" diyor, çeşitli insanlar ve kurumlar bunu böyle deneyimliyor.
Pratik sonuç, özel, kamu ve kâr amacı gütmeyen sektörlerde ve dünyanın dört bir yanında giderek artan sayıda sözde "liderin" yönetim kurullarına, denetçilerine, mütevelli heyetine veya yasama organlarına şunu söylemesi: "Trump'a ne isterse onu vermeliyiz ve hatta isteklerini önceden tahmin etmeye çalışmalıyız, çünkü bunları yapmadığımız takdirde onun nasıl tepki vereceğini kim bilebilir ki?"
Bu iki teknik bir araya geldiğinde - ödüllendirme ya da cezalandırmaya yönelik büyük takdir yetkisi gösterileri ve bunu ne zaman ya da nasıl yapacağına dair çılgınca belirsizlik - Trump'ın gücünü herhangi bir başkanın şimdiye kadar zorladığı noktanın ötesine taşıyıp genişletiyor.
Bu bizi şu bariz soruya getiriyor: Peki Trump güç-kudret alanını genişletme konusunda neden bu kadar takıntılı?
İpucu: Bu, ortalama Amerikalıların refahını iyileştirmekle ilgili değil ve bunun Amerika'yı tekrar harika yapmakla da asla ilgisi yok. (Bu, ne anlama gelirse gelsin).
Evet, o, başkalarını kıvrandırmaktan zevk alan, doymak bilmez bir güç arzusuna sahip kötü huylu bir narsist ve sadist.
Ama başka bir şey daha var.
Trump’ın kanıtlanabilir gücü ne kadar büyükse ve kendisi bunu ne kadar öngörülemez bir şekilde kullanırsa, bu gücün bir kısmını hem ABD’de hem de dünyanın başka yerlerinde büyük miktarda servete sahip insanlarla takas etme yeteneği de o kadar büyük olur.
Elon Musk ve Trump'ın kendi rejimi içine yerleştirdiği diğer 13 milyarder gibi Amerika'nın milyarderlerinden, ayrıca Amerika'daki diğer 744 milyarderden ve en az 100 milyon dolar net servete sahip 9.850 Amerikalıdan bahsediyorum.
Bu kişiler birlikte, devasa bir servet deposuna sahipler. Birçoğu daha fazlasını kazanmak ve sahip olduklarını daha güvenli bir şekilde bağlamak için bir kısmını takas etmeye razı ve istekli.
Trump'a (ve ailesine) iş anlaşmaları, bilgi, kampanya parası ve olumlu PR (Halkla İlişkiler) hizmeti (yani propaganda) veriyorlar. Karşılığında, o da onlara vergi indirimleri, düzenleyici fiyat indirimleri ve tekelciliğin askıya alınması hizmetleri sağlıyor.
Ayrıca Rusya, Çin ve Suudi Arabistan'daki oligarklardan da bahsediyorum. Trump onlara özel ticaret anlaşmaları, enerji anlaşmaları, istihbarat anlaşmaları, küresel zenginlik mevduatlarına erişim sağlıyor; ya da onları önlerini kesmekle tehdit ediyor. Oligarklar da bunun karşılığında, ona (ve ailesine) iş anlaşmaları, bilgi, siyasi kampanyalarda destek ve daha fazla gizli propaganda hizmetleri sağlıyorlar.
Trump'ın oyunu bu işte: Öngörülemez bir şekilde kullanılan büyük güç gösterileri. Bunlar Trump ve ailesi için, yurtiçinde ve dünya çapında olağanüstü anlaşmalar getiriyor.
Trump bunu Amerikalı işçiler için yaptığını söylüyor. Hiçbir şey bunun kadar gerçeklerden uzak olamaz. Trump bunu kendisi ve dünya oligarşisi için yapıyor ki bu oligarşi de karşılığında dünyanın zenginliklerini hapur hupur hortumlamakla meşgul.
* Robert Reich'ın Common Dreams'de yayımlanan 'Trump's Trade War, Authoritarian Power, and the Oligarchs' adlı makalesi Nil Sarrafoğlu tarafından çevrilmiş, Ömer Madra tarafından çeviri editörlüğü gerçekleştirilmiştir.