Dinleyicilerimizden

-
Aa
+
a
a
a
2021 Yılı Dinleyici Destek Projesi
26 Mayıs 2021

Sevgili Ömer Madra,

Sevgili Açık Radyo ekibi,

 

İlk kurulduğunuzdan beri yayınlarınızı ilgiyle ve heyecanla dinliyorum.

Her Dinleyici Destek Şenliği’nde sanki sizlerle aynı ortamı paylaşıyormuşum gibi geliyor, enerjinizi ve coşkunuzu hissedebiliyorum.

Uzun bir müddet desteğimi sürdürebilmiştim ancak koşullarımdaki değişiklikten ötürü bir süre desteğime üzülerek ara vermek zorunda kaldım ama şimdi döndüm.

Evde gerçek radyodan sizleri dinlemek en mutlu olduğum alışkanlığım, özellikle sabahları “Açık Gazete” ile güne başlamak beni hayata bağlıyor. 

Kızım da bu radyo ile ve bu radyo kanalı ile büyüdü. Onunla beraber sizleri Elmadağ’daki yerinizde ziyaret etmiş ve muhtelif etkinliklerinize katılmıştık. O zamanlar 6-7 yaşlarındaydı kızım. Şimdi ise 20 yaşında ve toplumsal olaylara duyarlı, bilinçli, hayatı sorgulayan, aktivist bir birey, ODTÜ’lü bir öğrenci. Emeğiniz çok büyük.

Açık Radyo bizlere sadece güvenilir, doğru bilgiler vermekle kalmıyor, bizleri eğitiyor, bilinçlendiriyor, dönüştürüyor ve bize insan olduğumuzu hatırlatıyor.

Sistemin baskısını en ağır hissettiğimiz -özellikle- yaşadığımız bu son yıllarda hesapsız, güvenilir bir sığınak gibi Açık Radyo. Her şeye rağmen başka bir dünyanın mümkün olabileceğini unutturmayan, hayata karşı direnme gücü veren bir dayanak.

Başta Sayın Ömer Madra olmak üzere Açık Radyo’nun varlığının devamını sağlayan, konusunda uzman, çok değerli tüm Açık Radyo ekibine ve tüm Açık Radyo programcılarına yüreğimin en derinlerinden selamlar, sevgiler, saygılar.

İyi ki varsınız.

 

Meliha Tuncer

Başarılar
26 Mayıs 2021

Sevgili Açık Radyom,

 

Yunus Emre’nin deyişiyle, sizinle tanış olduktan sonra, sabah duyduğum ilk ses sizinkisi. Yüzümü güldüren arkadaşım, dostum, öğretenim, varoluşumu aydınlatan, ufkumu genişletensiniz, iyi ki varsınız. Tarafsız, menfaatsiz, akıl ve gönüllü birlikte yürüttüğünüz yayınlarınızla sizlere sıkı sıkı bağlanıyorum. Sizinle hiç bitmeyecek bir yolda yürümek istiyorum, sakın beni bırakmayın.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                

Münibe Özgövde

Merhaba
26 Mayıs 2021

Merhaba yaşama açılan kapı,

Düşündüm ki 18-20 yıllık destekçisi olduğum, Harbiye civarındaki mekânına tanışmak için, ne yapılıyor diye gittiğim bir destek - dayanışma gününde girdiğim o zamanlar "dost" kapısı olarak adlandırdığım şimdiki "aile" kapısından ilk girişimi hatırladığım, bunca senedir en sıkıntılı, karamsar günlerimde yaşama sebebim olan sese ben de bir ses vermeliyim.

Çok ciddiyim, en azından benim için eğer bu ülkede, bu dünyada nefes alınabiliyor ise hâlâ internet aracılığı ile işim gereği dolaştığım her yerden ulaşabildiğim sizlerden "aileden" alabildiğim sesler sayesinde. 

Gezi günlerinde İstanbul’dan uzak Rize’de bir madende çalışmaktaydım ve her gece, her sabah beni de Gezi’ye katan siz oldunuz. Greta'yı sizlerle tanıdım. Kötünün tüm kötücül gücüne, garabetine karşı iyinin de ayakta durabileceğine, birlikte bir güç yaratabileceğine sizlerle inandım.

Sesin hiç dinmesin AÇIK RADYO, seni bir 25 yıl daha duyabileyim, nefes alabileyim. Çok teşekkürler...

 

M. Celal MESTÇİOĞLU

İşyeri Hekimi

Yarım yüzyıllık bir dosta açık mektup
26 Mayıs 2021

Sevgili Ömer,

Seninle yarım yüzyıla dayanan bir tanışıklığımız var. 68 kuşağı olarak “gerçekçi ol, imkansızı iste” düsturundaki hınzır göz kırpmayı ciddiye alarak geldik bu günlere. O günlerde gençliğimizin verdiği özgüvenle de kendimizi fazlasıyla ciddiye aldık, delikanlılığımızın bedellerini göze alarak “imkânsız” işlere kalkıştık. Daha iyi bir dünya hayalimiz, dünyanın kötülüğü gerçeğiyle tanıştırdı bizi. Sen üniversitedeki işinden oldun, ben sürgün yollarına düştüm. Küçük şey bizimkisi, şairin dediği gibi, yaşanan başka acıların ve kayıpların yanında. Ama yılmadık.

Uzun yıllarla geçen sürgünden sonra yurda döndüğümde bir ortak arkadaşımız “Biliyor musun Ömer bir radyo kurmuş” dedi. Hemen dinlemeye başladım Açık Radyo’yu ve içim açıldı, zihnim açıldı, ufkum açıldı. “Vay be” dedim “bu ülkede güzel şeyler de oluyor”. 90lı yılların o karanlık günlerinde parlak bir ışık huzmesi gibi kara perdelerin arasından sızdı Açık Radyo.

İlk fırsatta Harbiye’deki stüdyoya gittim ve seninle Açık Radyo’nun o efsanevi koridorunda çeyrek yüzyıl sonra yeniden buluştuk. “Hayalin penceresinden geceye yelken açmak” programıyla radyoya ilk adımımı attım ve yıllardır mikrofonlarınızda ağırladığınız birbirinden değerli yabancı konuklarınızın her fırsatta sesi olmaya çalıştım. Şimdi, çeyrek yüzyıl sonra o günlerde, o küçücük stüdyoda atılan tohumların büyümesiyle envaî çeşit çiçeğin boy attığı, envaî çeşit ağacın meyvesini topladığımız kocaman bir bahçemiz var.

O bahçenin genç fidanları belki dinlememiştir diye uzun yıllar önce bir Dinleyici Destek Programı sırasında paylaştığım bir anımı burada tekrarlamama izin verirsin umarım. Sürgünde olduğum yıllarda bir mültecilere yarım kurumunda çalışıyordum ve Birleşmiş Milletlerin Mülteciler Yüksek Komisyonundan uzmanların katılımıyla biz çalışanlara düzenli olarak bilgilendirme toplantıları yapılırdı. 1991 yılında “Göç Projeksiyonları” başlıklı bir toplantıda konuşan uzman özetle şunları söyledi: “Sizler gelecek yıl için kaç mülteci gelir tahmininde bulunmaya çalışarak işlerinizi düzenliyorsunuz ama biz göç hareketlerini incelerken 25, hatta 50 yıllık projeksiyonlarla çalışırız. Bulgularımız da bilimsel verilere, NASA gibi kuruluşlardan aldığımız bilgilere dayanır. Artık bu bilgilere dayanarak biliyoruz ki önümüzdeki 20-25 yıl içinde karşımıza yepyeni bir mülteci kategorisi çıkacak – çevre mültecileri.” Konuşmasına devamla o gün sıraladığı senaryoların her biri bugün gerçek oldu. Mülteci göçleri son yılların en acılı, en insafsız gerçeği olarak sürüyor. Bu insanlar sırf savaşlar, çatışmalar yüzünden yerinden olmuyor. Kuraklık, sel, orman yangınları, kasırgalar, kıtlık gibi iklim krizine bağlı pek çok nedenle yollara düşüyorlar.

Peki bu senaryoların gerçekleşeceğini 1991 yılında bilen uzmanların bilgileri daha da uzak bir geçmişe dayandığına göre, bu bilimsel verilere erişimi olanlar sadece uzmanlar olmadığına göre, belli başlı uluslararası kurumların, yönetimlerin ve çokuluslu şirketlerin de bu bilgilere çoktandır sahip olduğu bilindiğine göre nasıl oluyor da bütün bu yetkili ve etkili kişi ve kuruluşlar tedbir almak için harekete geçmiyor? On yıllardır yapılan iklim zirveleri neden sonuç vermiyor? Bu soruların cevapları böyle bir mektuba sığmaz elbette ama bundan bir sonuç çıkarmamız mümkün. Bir umut varsa, tek tek bireylerin iklim kriziyle ilgili farkındalıklarını artırmak için elden ne geliyorsa onu yapmak. Ancak bu farkındalık yaygınlaştığında ve kritik bir eşiğe ulaştığında bir şeyler değişebilir.

İşte Açık Radyo çeyrek yüzyıldır bu farkındalığa katkıda bulunan en değerli mecralardan biri. Çeyrek yüzyıl önce doğmamış olan genç fidanlar bugün Açık Radyoda bu farkındalığı artırmak için yayın yapıyorlar. Dünyanın yükünü omuzlarında taşıyan Atlas gibi gençler bu farkındalık bayrağını kapıp daha da ileriye taşıyorlar. Bugün imkansızı isteyen gençler, yarım yüzyıl önceki biz gençlerden çok daha gerçekçi olmayı biliyorlar. Bu farkındalığın kritik bir eşiğe ulaşması için canla başla katkıda bulunan Açık Radyo’ya katkıda bulunmak da bizim yapabileceğimiz en iyi işlerden biri. Bu, yaşanılır ve yaşanası bir dünyada var olmayı hak eden gençlerimize ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz en değerli miras.

Gerçekçi olmanın imkansızı istemekten geçtiğini bilen Açık Radyo’yu imkanlarımızı zorlayarak da olsa destekleyelim. Nice çeyrek yüzyıllara Açık Radyo!

Sevgiler, selamlar,

Nur Deriş

Merhabalar
26 Mayıs 2021

Açık Radyo ailesine bu sene katılma şansını buldum ve daha ilk günden beri gerçekten bir aileye kabul edilmiş, bir ailenin parçası olmuş gibi hissediyorum. 

Bu günlerde gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan’ın Pale Blue Dot, yani Soluk Mavi Nokta, isimli kitabını okuyorum. Oradan bir geçit paylaşmak istiyorum, çünkü aslında içinde bulunduğumuz dönemde hepimizin duymaya ihtiyacı olabileceği bir hatırlatma olmanın yanı sıra, bence Açık Radyo’nun doldurduğu boşluğa da güzel bir gönderme yapıyor.

Biraz arka plan: Eylül 1977’de NASA, Güneş Sistemi'ni ve uzayı incelemesi için Voyager 1 isimli aracı uzaya fırlatıyor. Fırlatılmadan önce ise aracın içine Voyager Altın Plakları isimli gramofon kayıtları yerleştiriliyor. İçeriğini Carl Sagan'ın başkanlığını yaptığı bir komitenin belirlediği plakta, dünya dışı akıllı yaşam formlarının ya da gelecekteki insanların bulması niyetiyle, dünyadaki hayatın ve kültürlerin çeşitliliğini gösteren bazı seçilmiş sesler ve görüntüler bulunuyor. Örneğin Mozart'ın, The Magic Flute'u; Beethoven'ın 5. Senfoni'si veya Chuck Berry'nin seslendirdiği Johnny B. Goode.  

Voyager 1, 1980’de Satürn’ü geçtiğinde de Carl Sagan, NASA’ya bir istek mektubu fakslayıp, aracın Güneş Sistemi’nden çıkmadan önce son bir kez kamerasını Dünya'nın yönüne çevirip, fotoğraf kaydetmesini istiyor. Voyager 1’ın çektiği bu fotoğraf da en uzaktan çekilen Dünya resmi olarak tarihe geçiyor. Daha sonra Sagan; Soluk Mavi Nokta isimli kitabında, bu fotoğrafın önemi hakkındaki düşüncelerini şöyle kağıda döküyor: 

Uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. Eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. O noktaya tekrar bakın. İşte o nokta burası; evimiz... O nokta biziz. Sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. Türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız ve ideolojimiz, her kahraman ve her korkak, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, yozlaşmış her politikacı, her aziz ve her günahkâr işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde.

Gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. İçinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.

Bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor.

Bence Açık Radyo, bu soluk mavi noktada sıcacık bir ışık; bize sık sık farklılıklarımızın hatırlatıldığı günlerde, zaman, coğrafya, dil fark etmeksizin ortak paydalarımıza; tüm iniş çıkışlarıyla birlikte hayatın ve yaşamanın çok güzel ve kıymetli olduğuna; güzel işler ve iyi insanların daima, her yerde var olduğuna ve olmaya devam edeceğine dair bir hatırlatma. 

Bugün uzayın en uzak noktalarına bir plak gönderiliyor olsa, belki de içine koyulduğu taktirde kâfi olacak yegâne ses… 

Ve bildiğiniz gibi, Açık Radyo sizin destekleriniz sayesinde bağımsız varlığını sürdürebiliyor.  Biyolog ve yazar Rachel Carson; "Doğada hiçbir şey tek başına var olmaz" demiş. Bu düşünceden yola çıkarak siz de yarım veya bir saatlik bir programa sponsor olarak Açık Radyo’nun var oluşunu desteklemek isterseniz, acikradyo.com.tr sitesine girip, Program Destekçisi Ol butonuna tıklayarak desteğinizi verebilirsiniz.

 

Naz Özbek

Destek
26 Mayıs 2021

Merhabalar Ömer Abi, Eraslan Bey ve tüm Açık Radyo ailesi,

 

Bendeniz yıllardır Açık Radyo'yu takip eden ve destek veren sadık dinleyicilerinizden Orkun. İlk gençlik yıllarımda başlayan bu alışkanlık, gittiğim her yere benimle beraber geldi. Kayseri’den başlayıp İstanbul’a ve son olarak da Fransa’ya. Yıllar bana Açık Radyo sayesinde çok şey öğretti. İklim aktivistliğini, dünyada olup bitenleri objektif bir şekilde hep sizlerden öğrendim. Her sabah güne Ömer Abi’nin sesiyle başlamak, dana sonra çalışırken diğer programları takip etmek artık günlük rutinimin bir parçası. Hele ki bu pandemi döneminde Açık Radyo sayesinde hiç yalnız hissetmedik. Herkesin aradığını bulabileceği bir radyo kanalı Açık Radyo. Frekansı değişse de kalitesi değişmeyen, bana ve bizlere farklı bir bakış açısı sunan ve bunu kaliteden de ödün vermeden gerçekleştiren, bizim radyomuz Açık Radyo.

Bağımsız ve objektif radyoculuğun devam edebilmesi için bu yıl her zamankinden daha çok desteği ihtiyaç var. Çünkü radyomuzun kâinatın bütün ses, renk ve titreşimlerine açık kalması ve büyümeye devam etmesi için bizlere ve sizlere büyük bir görev düşüyor. Eminim ki radyomuz, destekleriniz ve desteklerimizle büyümeye devam edecek. 

Bu destek günlerinde hepinize kolaylıklar diliyorum, en kısa zamanda yüz yüze de görüşebilmek ümidiyle.

Saygı ve sevgilerimle, 

Desteklerinizi bekliyoruz, viva Açık Radyo!

 

Orkun Selçuk

Mesaj
26 Mayıs 2021

Günaydın Açık Gazete'nin tüm çalışanları,

 

İlk defa, 1995 yılında, şu anda rahmetli olan bir arkadaşım, yandaki masada dinlerken öğrenmiştim radyonuzu ve çok beğenmiştim. 

O günden bu yana devamlı dinleyicinizim. Birkaç defa dışında size çok fazla maddi destekte bulunamadım ama inanın bana birçok kişi benden etkilenerek, duyarak dinlemeye başladı.

Sabah kalkar kalkmaz, son kertede “Sabahlık” programını açarak başlıyorum hayata. Sonra işe giderken arabada "Açık Gazete" ve ofis işlerine başlayana kadar ne varsa sırasıyla dinliyorum.

Açık Radyo dinlemek beni, başkaları tarafından tanımlayacak özelliklerimden biri oldu.

Sizi severek dinlemeye herhalde yaşlanıp ölene kadar devam edeceğim.

 

Sevgi ve saygılar,

Rüştü KURTULAN

Teşekkür
26 Mayıs 2021

Sayın Açık Radyo çalışanları,

 

Görece yeni bir dinleyicinizim. Nefes almak gibi sizi dinlemek. Emeğiniz çok kıymetli, yaşamın her alanıyla insana ayna olmak bu demek sanıyorum. Yolunuz AÇIK olsun, saygılarımla.

 

Başak Mutlu

Teşekkür
25 Mayıs 2021

Aç kapa 

Aç kapa

Hep orada... 

Dinleyemesem de

Biliyorum ki orada

Hep açık

Apaçık...

Dinleyebilirim nasıl olsa

Bir tuşla parmağımın ucunda

Bu güveni 

Nasıl anlatsam sana

 

Birlikte büyüdüğümüz sevgili Açık Radyo Ailesine sevgilerimle, 

Büyükertan ailesi

Açık Radyoma
25 Mayıs 2021

Sevgili Radyom, Açık Radyom, hep açık olan radyom, iyi ki varsın ve iyi ki hayatımın merkezindesin.

Sen olmasan da ben yine olurdum ama kesinlikle eksik olurdum.

Destek günlerinde size mektup yazmadan duygularımı aktarmadan rahata kavuşamıyorum. Radyoma dair söyleyecek o kadar çok sözüm var ki sayfalar dolusu yazabilirim ama bunları sonraki şenliklere bıraksam iyi olacak.

Açık Radyo bir sanat eseri gibi bence ilk baktığınızda (dinlediğinizde) evet güzelmiş diyorsunuz, ikinci kez baktığınızda (dinlediğinizde) bir ayrıntıyı fark edip tekrar daha dikkatli bakma (dinleme) isteği duyuyorsunuz sonraki her sefer yeni bir keşif ile devam ediyor ve her seferinde şaşkınlık içinde kalıyorsunuz. Benim için yaklaşık 20 yıldır durum böyle hiç şaşmadan şaşırtmaya devam ediyor Açık Radyo.

Gururla hayatımın merkezinde olan radyomun bütün emekçilerine, programcılarına, destekçilerine ve dinleyicilerine binlerce kez teşekkür ediyorum iyi ki hep birlikte var olmaya devam ediyoruz.

 

Sevgi ve saygılarımla,

Perihan Yaman Bayraktar

Radyo'ya mektup
25 Mayıs 2021

Sevgili Açık Radyo,

 

Kendimizi sıklıkla yalnız hissettiğimiz bu kalabalıkta, sen iyi ki varsın.

Başka bir hayatın mümkün olduğunu hatırlattığın ve ona giden yolu tekrar tekrar gösterdiğin için teşekkürler.

Empatiyi, farkındalığı ve diğerkamlığı seninle birlikte keşfedebilsin diye, bu yıl yapacağımız desteğin bir kısmı da 1 aylık bebeğimiz için.

Çünkü ona miras bırakmak istediğimiz tek şey Açık Radyo.

 

Sevgiler,

Gökçe & Çağdaş

Açık Radyo destek
25 Mayıs 2021

Sevgili Açık Radyo ve Açık Radyo’nun güzel emekçileri,

 

Özellikle dinleyici destek günlerinde sizlere merhaba demek çok çok zevkli. İnsanın kendine merhaba demesi gibi bir şey. Çünkü bütün bir yıl boyunca sizleri dinliyoruz, sizlere dert yanıyoruz, sizlerin değindiği konular hakkında konuşuyoruz, tartışıyoruz, dönüşüyoruz ve yapabildiğimiz ölçüde de sizleri destekliyoruz. Bu özel günlerde de bunu size söylemek istiyoruz. Yani Açık Radyo’ya karşı aidiyet duygusu hissettiğimizi söylemek istiyoruz. Siyasi gidişatın ve dünyayı saran Covid felaketinin sıkışmışlığı içerisinden nefes almaya çalışırken yoldaşımızsınız hepiniz. Çok teşekkür ederiz. İyi ki varsınız. Hep olun. Açık Radyo hep olsun.

Beste Beygo

Var ol Açık Radyo
25 Mayıs 2021

Sevgili Açık Radyo ailesine,

 

Sizlerin sayesinde hala nefes alabiliyor ve bu sebeple müteşekkir hissediyorum.

Tüm Açık Radyo ailesi ve programları hayata açılan kapım ve umut ışığım oldu. Açık Radyo sayesinde aktivizm yapmaya ve mücadeleye başladım. Açık Radyo'nun kendisi benim için en muhteşem aktivizm örneği oldu. Geçmiş dönemde yayınlanan ve dönüp dönüp en başından dinlediğim programlarınızı podcast olarak yayınladığınız için kendi adıma ekstra teşekkür etmek isterim. Kaçırdığım pek çok programı podcast aracılığı ile dinlemek ve bazı programları (Sanat Uzun İlham Sonsuz gibi) defalarca en başından dinleyebilmek biz dinleyicilerinize verdiğiniz en büyük hediyelerden beri, VAR OLUN.

Sizleri HAYATI SEVER GİBİ SEVİYORUM. Çok Yaşa AÇIK RADYO

 

Ali Şahinkaya

18. Dinleyici Destek Programı
24 Mayıs 2021

Sevgili Ömer Madra, Eraslan Sağlam ve Açık Radyonun teknik ekibi;

Bugün 24 Mayıs 2021 Pazartesi, radyoda sevgili Didem Gençtürk'ün Sabahlık programını dinlerken bu satırları yazıyorum. Cumartesi sabahı erkenden kalktım, çok heyecanlıydım, Açık Radyodan arayacaklardı. Mutfak masasını hazırladım. Bilgisayar önümde Açık Radyo müziklerini dinledim, sonra Radyo Agos’u, 10:30 da Dinleyici Destek Günleri başladı. Kalbim heyecandan hızlı hızlı çarpıyordu, aynı stüdyodaki gibi. 1 bardak suyumu da masaya koydum. Ömer Madra ve Eraslan Sağlam'ın seslerini duyuyordum. Saat 11 de telefon çaldı, radyodan bağlandığını söylediler. Kendimi stüdyoda hayal ettim. Yuvarlak masanın etrafında çok konuştuğumu hatırlıyorum. Programın nasıl bittiğini Eraslan Sağlam'ın sesiyle anladım. Telefonu kapattım ve geri saymaya başladım. Her şey için teşekkür ederim. 

Hepinizi çok seven,

Havva Hazer

Merhaba
24 Mayıs 2021

Merhabalar,

 

Nefes alabilmemizi sağlayan Açık Radyo'ya teşekkürler.

 

Sevgiler, selamlar,

Peykân Gençoğlu

Sevgili dostlar, sevgili ailemiz
24 Mayıs 2021

Sevgili dostlar, sevgili ailemiz,

25 yıl önce sizi ilk dinleyişimdeki sevinç ve hayranlıkla; keza ilk AR-Destek günlerindeki katılım ve paydaşlık heyecanıyla -ve "25 çarpı 365" kez doğrulanıp pekişen GÜVEN ve AİDİYET duygularımla- hepinizi tüm kalbimle kucaklıyorum; tüm iyi dilek ve dualarım sizinledir... İyi ki varsınız, iyi ki hep olacaksınız!..

Hep dinleyiciniz,

Akın Yılmaz

Açık Radyo hayattır
24 Mayıs 2021

Benim Açık Radyo ile tanışmam yayına girmeden birkaç ay önce başladı. O sıralarda çalışmakta olduğum şirketin Tanıtım Danışmanı, bir gün elinde afiş gibi bir şeyle geldi: “Bir sürü entelektüel, iş insanı ve şair ortaklaşa bir radyo kuruyorlar, siz de kurucu ortaklar arasında olmak ister misiniz?” dedi. Patron “Açık Radyo Manifestosu’na” baktı baktı, dudağını büktü “boş iş bu iş, bizim şirketin işine yaramaz” dedi… Uzun zaman bu konu aklıma geldikçe kendisine kızardım ama sonraları hak verdim, doğru söylemiş Açık Radyo o tür şirketlerin işine yaramaz, çünkü onları gönendirmek gibi bir amacı yok, olmadı…

Kısa bir süre sonra Açık Radyo yayına başladı, Göztepe SSK hastanesinin yakınında oturuyoruz, ambülans sesleri, polis frekansı, caddeden geçen bilumum arabaların radyolarının frekansları müsaade ettikçe Açık Radyo’yu dinlemeye başladık. Bir pazar akşamı sanırım bir Balkan gruptan şahane bir “Sevemedim Kara Gözlüm” yorumu dinledik, o kadar beğendik ki programı her pazar dinlemeye çalışıyorduk.

Gel zaman git zaman yeni iş arayışına girdim, görüştüğüm danışmanlık şirketi bana bir şirketin genel müdürü ile randevu organize etti. Görüşmeden önce şirket ve yöneticileri hakkında küçük bir araştırma yaptım: O da ne! Görüşeceğim kişi pazar akşamları yemek masamıza konuk olan programcı değil miymiş? Hatta şirketin sahibi de kurucu ortaklardan biriymiş, aynı şirkette birkaç daha programcı çalışıyormuş. Normalde gitmeyeceğim, evimden çok uzakta, mutlaka araba kullanarak gitmem gerekecek ve ünü pek de hoş olmayan bir semtteki bu görüşmeye tam anlamıyla eteklerim zil çalarak gittim.

Genel müdürle görüşmemiz çok kısa sürdü, ne sordu, o heyecanla ne cevap verdim bilmiyorum ama görüşme bitmeden dayanamayıp Açık Radyo’daki programını dinlediğimi söylemeden duramadım. Vücut dili okuduğumu sanırım, o ana kadar pek gülümsemeden, hızlı hızlı “bu görüşme bitse de işimize baksak” havasındaki Genel Müdür’de mahcup bir göz kaçırması ve yarım bir gülüş oldu gibi geldi. Görüşmeden kısa süre sonra danışmanlık firmasından aradılar ve işe kabul edildiğimi söylediler, ücret ve sair şartları sormadım bile, doğrudan “tamam ne zaman başlıyorum” dedim. Oradaki çalışma hayatım kısa da olsa çok keyifli idi, iş aralarındaki sohbetlerimizin temel konusu radyo idi. Fabrikadan çok “Açık Radyo Kültür ve Dayanışma Derneğinde” çalışıyor gibiydik. Arada patronla (Engin ‘Usta’) Genel Müdürün (RU) arkasından kaynatır, iş hayatında güçlü hitabeti hatta “lafebeliği” ile tanıdığımız kişinin, kısacık anonsları yaparken nasıl sesinin titrediğini, devrik cümleler kurduğunu konuşur, gülüşürdük. Amatörce gönül verilerek yapılan bir işte heyecanlanmamak mümkün mü?

İstanbul’un bir ucundan bir ucuna giderken trafikte kalmamak için sabahın köründe yola çıkar, Radyo’mu dinleye dinleye direksiyon sallardım, bazen şirketlerin kapısı açılmadan varmış olurdum, fırsattan istifade otoparkta araba içinde Açık Gazetemi dinleyerek çaycıların bekçilerin gelmesini beklerdim.

Arkadaşlarım arasında Açık Radyo dinleyenlerin, hatta dinlemekle kalmayıp bir de destekleyenlerin yeri ve öncelikleri hep farklı oldu.

Radyo sayesinde hayatımıza yeni insanlar, farklı tınılar, ilginç bakış açıları girdi. Hep birlikte geliştik, genişledik: Açık Radyo hayat gibi, içinde her şey var; çok sevdiklerimiz de var, pek o kadar ısınamadıklarımız, kapıyı yavaş yavaş araladıklarımız ve hatta bazen kızdıklarımız da…

Çalışma yaşamındayken arabada geçirilen saatler ve hafta sonları ile sınırlı olan dinleyiciliğimiz emeklilik ve pandemi ile daha kapsamlı olmaya başladı. Zaten olduk olası ev hayvanı olmaya meyilliydik, daha da evden çıkmaz/çıkamaz olduk… Internet sayesinde İstanbul’da olduğumuz günlerden daha net ve kesintisiz dinleme zevkine kavuştuk, bak şimdi bir de app’i çıkmış, ne güzel!

Başta Ömer ‘Abi’ olmak üzere bir sürü programcı, evin daimî konuğu, ‘sanal’ arkadaşımız oldu, birlikte güldük, birlikte ağladık. Nasıl geçti 26 sene hiç anlamadık, baksanıza bu sene Açık Radyo Şenliği bile “rüştünü” (eh madem 18’inci) ispat etmiş. Ne şanslıyız ki 26 sene önce bir araya gelmiş ve radyomuzu kurmuşsunuz.

Emeği geçen herkese minnet ve teşekkürlerimizle…

 

Açık Radyo hep açık kalsın!

Mine Canyürek

Desteğim size
24 Mayıs 2021

Bütün kötülere seslenmek istiyorum...

Açık Radyoyu dinleyin!... Ceplerinizi doldurmanın, hırsların, entrikaların, ayak oyunlarının kibrin yerine "iyilik" denenin lezzetini duyun... İnanın çok çekici gelecek sizlere... Almak yerine vermenin, yıkmak yerine yapmanın, eski yerine yeninin, teklik yerine çokluğun, karmaşa yerine yalınlığın, açlık yerine tokluğun, hastalık yerine sağlığın, savaş yerine barışın, ben yerine ‘biz'in ne olduğunu anlayacaksınız.

Karasineğin duygularının olduğunu, aşk ilişkilerinin romansını inanın Açık Radyo programlarından birinde, bir bilim insanından dinledim kulaklarımla...

Siz savaşmazsınız aşk varken bu kâinatta!

 

Çok yaşa Açık Radyo,

Ayşe Sazak

Mirasım olsun
24 Mayıs 2021

Sevgili Açık Radyo,

 

Şimdi Açık Deniz’i de sizi ve sevgili Nejat Yavaşoğulları’nı dinlerken Açık Radyo’nun devamlılığını konu ettiniz. Daha o konu açılmamıştı ki 16 yaşındaki oğlum Özgür’ü yanıma çağırmış “Oğlum senden bir isteğim var, bir gün bu dünyadan gidersem sana mirasım olsun Açık Radyo’yu desteklemeye devam edeceksin” demiştim. Açık Radyo nesiller boyu devam etsin. Yaşasın Özgürlük yaşasın Açık Radyo.

 

Sevgiler,

Sibel Öktem Kaya

Merhaba
24 Mayıs 2021

Merhaba, iyi ki varsınız.

Sizinle gurur ve güven duyuyorum. Çünkü bilimsel ve güvenilir bilgiler verdiğinize inanıyorum.

Sanat, sağlık, iklim, bilim ve müzik programlarınız, konunun uzmanları tarafından, samimiyetle doğal ve bilimsel olması nedeniyle saygı uyandırıcı oluyor.

Çabalarınızın çığ gibi büyüyerek hedefine ulaşacağını umut ediyorum. Daima sağlıkla var olun. 

Pandemi sırasında ve vegan olarak daima en büyük desteği sizden aldım.

Sanat programlarınızla yalnız bilgi değil, aynı zamanda ilham da verdiniz her zaman.

En yakınlarımız sizlersiniz çünkü sabah ilk duyduğumuz sesler sizin güzel sesleriniz akşama kadar da çeşitli bilgilerle ve keyifle beraberiz. Bundan çok mutlu ve gururluyum.

Dileğim 100 yıl var olmanız.

Ne mutlu açık radyo dinleyene...

Sevgi ve saygılarımla.

 

Ressam Raciye Karpuz