Sevgili Nur Deriş, Ömer Madra, Eraslan Sağlam...
Programını bir zamanlar Brüksel’de Jacques Brel’in yaşadığı Schaerbeek Belediyesi’nden izliyorum. Pencereden baktığımda Josaphat Parkı’ndaki Jacques Brel Meydanı’nda pazar keyfi yapanları görüyorum… 2. Dünya Savaşı yıllarında İç Anadolu’nun izole bir ara istasyonunda ülkede ve dünyada neler olup bittiğini izlememizi sağlayan akümülatörlü, bataryalı, kocaman dış antenli ve alnında yeşil gözlü devasa radyomuzu anımsattınız… Dahası, 50’li yıllarda stenograf olarak çalışmaya başladığım İzmir’in tek muhalif gazetesindeki radyomuza şükran doluyum… Uluslararası haber ajanslarına abone olacak imkanımız olmadığı için dış haberleri BBC, Amerika’nın Sesi, Moskova, Peşte ve Sofya radyolarının Türkçe programlarını izleyip önemli olayları stenoyla not alarak haberleştirdiğim günlerin heyecanını bir nebze yeniden yaşadım…
Hepinize teşekkürler… Apaçık Radyo’ya kuşaklar boyu başarı dilekleriyle sevgiler…
Doğan Özgüden