France TV Info: ""Cela démontre un grand danger d'autocensure et d'oppression" : en Turquie, une radio indépendante réduite au silence pour avoir évoqué le génocide arménien"

Basında Açık Radyo
-
Aa
+
a
a
a


 


“Bu, kendi kendini sansürlemenin ve baskının ne kadar büyük bir tehlike olduğunu gösteriyor”: Türkiye’de bir bağımsız radyo Ermeni soykırımı ifadesini kullandığı için sessizliğe mahkum edildi. 

Otuz yıldır varlığını sürdüren Açık Radyo, yayın sırasında Ermeni soykırımından söz eden bir konuğunun konuşmasını düzeltmediği için Türk yetkililer tarafından sansüre uğradı.

Yazan: Marie-Pierre Vérot

Radio France
17/10/2024 10:33’te yayınlandı

Sansür Türkiye’de giderek ağırlaşıyor. Bunu da tabu ilan edilmiş bir konuya dayanarak yapıyor: halâ bir türlü kabul görmeyen Ermeni soykırımının dile getirilmesi. Bunu yaptığı için, ülkenin son bağımsız ve çoğulcu radyo istasyonlarından biri olan Açık Radyo sessizliğe gömülmeye mahkum ediliyor. Otuz yıldır varlığını sürdüren radyo 16 Ekimde yayınına son vermek zorunda kaldı. Geçtiğimiz Nisan ayında yayın sırasında Ermeni soykırımından söz eden bir konuğun bu sözlerini düzeltmedi diye radyo yetkililerin sansürüne uğradı.

Son bir yayın, telefonla arayan dinleyiciler, bir şarkı, sonra sessizlik ve sessizliği gözyaşları içinde bozan alkışlar. İstanbul saatiyle 13’te Açık Radyo’nun yayını son buldu. 

Tuğba Tekerek radyoda bir müzik programı yapıyordu:: "Çok hüzünlüydü, çünkü böylesine değerli bir radyoyu kapatmak çok acımasız. Bu radyo farklı dünyalara açılan bir pencereydi, bütün azınlıklar için, Ermeniler, Rumlar için bir pencere. Mesela Ege denizinin iki yakasının, Türkiye’nin ve Yunanistan’ın müziklerini çalan bir program var,” diye esefle anlatıyor. “Böylesi bir yaklaşım Türkiye’deki başka yayın organlarında yok.”
Tuğba Tekerek,  Açık Radyo programcısı

Radyo Televizyon Üst Kurulu RTÜK’e göre (Fransa’daki ARCOM’un muadili), söz konusu ifadenin kullanılması tarafgirlik ve kin belirtiyor. Radyo’nun en yıllanmış seslerinden biri olan İlksen Mavituna’nın ifadesiyle "Otuz yıllık bir geçmişi olan Açık Radyo gibi bir kurum kapatılıyorsa, bu, toplumun geri kalanına da verilen bir mesajdır. Sesimizi çıkarmada, görüşümüzü dile getirmede özgür olmadığımıza dair bir mesaj. Bu, muhalif ve alternatif sivil seslere yönelik  büyük bir tehlikeye, kendi kendine sansür uygulama ve baskı tehlikesine işaret ediyor.”

Açık Radyo aynı zamanda toplumsal mücadelelerin ve çevre için mücadelenin dile getirilebildiği nadir yerlerden biriydi. Tuğba Tekerek kamusal alanda iktidarınkinden farklı her türlü sesin boğulmasını kınıyor. 

"Ben bir gazetede çalışıyordum, o kapatıldı. Türkiye’de yayını yasaklanan bir yabancı medya kuruluşunda (Deutche Welle Radio) çalışıyorum, şimdi de Açık Radyo kapanmak zorunda” diye anlatıyor esefle.

Açık Radyo varlığını sürdürmek için mücadelesine devam edecek, en azından internet üzerinden. Ancak İlksen Mavituna şunu da ekliyor: Frekansını kaybederek “en kıymetlisini” kaybediyor radyo: dalgaları ve kamusal alanı.  

Açık Radyo bu karara hukuki yoldan itiraz edecek. Bu konuda halkın desteğini bekliyor.