Soru soranı seçmek

-
Aa
+
a
a
a

Her gün bir kez daha gazeteleri alıp okurken, asıl derdim, her gün bir kez daha “quo vadis?” sorusunu sormaktır. Nereye gidiyorsun? Hem kendime, hem de dünyaya yeniden sorulan ve elbette hiçbir cevabı olmayan bir soruyu:

"Ne olacak bu kâinatın hali?” sorusunu yani.

Dünyada neler olup bittiği, nereye gittiğimiz, belli başlı kuvvet ve para merkezleri tarafından neree doğru sürüklenmek istediğimiz hakkında her gün bir yığın soru sormazsak ABD’nin en “kıdemli” gazeteci ve televizyon yorumcusu Walter Cronkite’ın geçenlerde Teksas Üniversitesi’nde verdiği son konferansta kaygı içinde vurguladığı gibi, kendi kaderine hükmedebilecek “özgür vatandaşlar” olabilmemiz ve demokratik toplumun birer bireyi olabilmemiz imkânsız hale gelir.

Onun için de, “seçecek” gazete ararken, bu soruları içinde en çok barındıran gazeteyi ya da gazeteleri bulmaya çalışıyorum. Sivil bir vatandaş olarak, kaderimi özgürce tayin edebilmek için, toplumdaki ekonomik ve siyasi gücü elde tutanları her an bir sivil hafiye olarak izleyen ve denetleyen gazetelere ihtiyacım var. ABD’li hukuk üstatlarından Profesör Schwartz’ın geçenlerde Açık Radyo’da da söylediği gibi, demokrasi denen şeyi ciddiye alıyorsak, bize bilgi aktaran ve dolayısıyla yöneticilerin ne yaptığını bilmemizi, onların bize hesap vermesini sağlayacak yayın organlarına ihtiyacımız var. Bunları bilmezsek, demokrasi sökmez çünkü. Demokrasi olmayınca, özgürlük olmaz, o olmayınca da ortada hükmedeceğimiz bir kaderimiz filan kalmaz; bize “kadersiz” derler.

İşim gereği, gazete seçmeden, mümkün olan en yüksek sayıda medya organını elden geçirmeye çalışan biriyim. Bu, yukarıda söylediğim ilkelere tastamam uyarak sapmadan yapıp yapan “mainstream” medya organı yok –olmasını da bekleyemeyiz zaten. Onun için, mümkün olduğunca çok sayıda mecrayı “mukayeseli” olarak elden geçirmek ve bu sayede “satır araları”nı yakalamaya çalışmak en iyisi gibi görünüyor. Hürriyet ve Zaman en çok “işe yarayanları”.

Bu doğrultuda faaliyet gösteren, ölüm-kalım meselelerini dert eden bazı “alternatif” web siteleri (mesela Znet, Commondreams, Indymedia, BİAnet) en iyileri. Ayrıca, Britanya basınının Guardian, Independent, Observer, -kimi zaman- Mirror gibi bazı gazeteleri, Fransızların Le monde diplomatique, Britanyalıların New Left Review gibi dergileri; London Review of Books, Times Literary Supplement gibi kitap ekleri kayda değer. Hani “seçmek” için değil ama; beni bu açılardan en çok “doyuran” gazetelerden biri de, gazete sayar mısınız bilmem, “Açık Gazete” adlı radyo programı –satır aralarında hep “quo vadis” diye soruyor.

(Cogito'nun Kış 2003 - 34. sayısında yayınlanmıştır.)