4 Kasım 2009
Kopenhag İklim Zirvesi’ne 33 gün kaldı.
Haberlere Kopenhag'dan önceki son adım olan Barselona görüşmelerinin ilk günü ile başlayalım. İlk gün oldukça dramatik geçti. Kyoto Protokolü'ne dayanan tüm anlaşma çabaları askıya alındı. Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere yapacakları yardım miktarı netlik kazanmadan tartışmayı reddeden birçok Afrika ülkesi, görüşmeleri terk etti. Afrikalılar görüşmeyi terk etmeleri nedeniyle bol bol suçlandılar, ancak Güney Afrika'nın bu hareket karşısında gösterdiği şaşkınlığa ve Afrika'da olmayan ülkelerin de aynı tepkiyi vermelerine bakarsak, bu yönde küresel ortak bir karar yok gibi. Görüşmeyi ilk Gambiya terk etti, onu Cezayir, Mısır, Bolivya, Benin ve Venezuela takip etti. Olayın özünde hangi sorunların yattığını önümüzdeki günlerde detaylarıyla öğrenebilmeyi umut ediyorum.
Toplantının ilk gününde “Günün Fosil”i Danimarka'ydı. İklim toplantılarında CAN yani Climate Action Network – İklim Eylem Ağı- her gün en çok saçmalayan ülkeyi “günün fosili” ilan eder, iklimi mahveden fosil yakıtlara atfen. Danimarka, Kopenhag’da “hukuken bağlayıcı” bir anlaşma yerine “siyasi bağlamda bağlayıcı” bir anlaşma yapılmasını önerdi. Kopenhag'da ihtiyacımız olan, hukuken bağlayıcı olan, yani uyulmadığı zaman hukuki sonuçlar doğuran bir anlaşmaya varılabilmesi. Danimarka'nın siyasi bağlayıcılık konusunda getirdiği öneri, Kopenhag'ı zayıflatan ya da süreci yavaşlatan hükümetlere destek niteliği taşıyor. Kopenhag İklim Zirvesi’nin ev sahibine hiç yakışmadı bu!
Sizlere daha önce Maldivler'de Bakanlar Kurulu'nun sualtında bir toplantı yapmaya karar verdiğinden bahsetmiştim. O toplantı, ülke Başkanı Mohammad Nasheed ve 13 Bakan ile 20 metre derinlikte gerçekleştirilmişti. Amaç, iklim değişikliğinin tehlikelerine dikkat çekmekti. Bu kez suyun dibinde değil dağın tepesinde bir Bakanlar Kurulu toplantısı yapılacak. Nepal Bakanlar Kurulu, Everest Dağı'nda yapacakları toplantıyla küresel ısınma nedeniyle Himalaya'nın eriyen buzullarına dikkat çekecek. Toplantı, Kasım ayının sonunda yani tarihi Kopenhag Zirvesi'ne yalnızca birkaç hafta kala gerçekleşecek. Başbakan Madhav Kumar Nepal ve diğer Bakanlar, 5300 metreye çıkacaklar. Bu nokta, dünyanın en yüksek dağı Everest'in zirvesine ulaşmak isteyenlerin ilk durağı. Himalayalar'daki buzullar gerçekten de akıl almaz bir hızda eriyorlar. Dağın eteklerinde göller oluşturuyorlar ve çevre kasabalar her gün sel suları altında kalıyor. Bu arada, adının henüz açıklanmasını istemeyen ancak dünyaca tanınan bir Everest tırmanışçısı da, Himalayalar'ın durumundan çok endişe duyduğunu, Aralık'ta iklim değişikliğinin dağlardaki etkilerini hatırlatmak üzere Kopenhag'da olacağını açıklamış. Bu açıklama üstüne 8850 metrelik zirveye 19 kez tırmanmış bir rehber de dünyadan birçok tırmanışçıyla birlikte Kopenhag'da olacağını duyurdu. Sessiz şehir Kopenhag, Aralık'ta hiç olmadığı kadar kalabalık olacak gibi görünüyor.
İnsan sağlığının düşmanı olan bir başka konuya, GDO'lara gelecek olursak. Greenpeace, Fransa'da bir mısır gevreği markasının ürünlerinde GDO'lu keten tohumu kullanıldığını açıkladı. Üstelik, Avrupa Birliği yasalarına göre AB'de GDO'lu ürün kullanılması yasak. Kanada'dan geldiğinden şüphelenilen GDO'lu ürünün ithalatı 2001 yılından bu yana yasaklanmıştı. Greenpeace, Fransa hükümetinin uyguladığı testleri arttırmasını ve risk tamamen bertaraf edilmeden, keten tohumu ithalatının durdurulmasını istiyor. Türkiye yeni çıkan yönetmelikle çok daha büyük sorunlarla boğuşacak şayet iptal edilmez ve gerekli kontrol mekanizmaları biran once başlatılmazsa.
NOAA araştırmasına göre, Kuzey Atlantik Okyanusu'ndaki 36 balık türünün yarısı, geçtiğimiz 40 yıl içinde yıllardır bulundukları alanlardan kuzey bölgelere göçmüş. Araştırmacılar, 1968-2007 yılları arasında türlerin ilkbahar aylarında daha çok nerelerde bulunduğunu incelediler. Eski dönemle karşılaştırma yapabilmek için ise 1850'ye kadar uzanan resmi kayıtları incelediler. Buna göre, son 40 yılda türler sadece Kuzey'e kaymakla kalmamış, aynı zamanda kendilerinden beklenmeyecek derecede derin bölgelere inmişler…
Şu anda balıklar bu şekilde göç ediyorlar, ancak yakın zamanda balıklar kadar çok insan, sıcaklık artışının getirdiği felaketler nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalacak. Çevre Adaleti Kuruluşu, 2050 yılında dünya nüfusunun %10'unun iklim değişikliği nedeniyle topraklarını terk etmek tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu duyurdu. Iyimser tahminleri ise 150 milyon insanın yer değiştirmek zorunda kalacağı yönünde. Yalnızca 2008 yılında 20 milyon kişi yer değiştirdi. Bunların 800 bini Asya'daki Nargis kasırgasının, 80 bini ise Brezilya'daki ağır sel ve yağmurların kurbanı.
Bu raporun sonuçlarını inceleyen Maldivler Başkanı Mohammed Nasheed ise ülkesindeki kimsenin “bir cenneti bırakıp mülteci kamplarına taşınmaya” hevesli olmadığını hatırlatarak, Barselona görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması gibi bir “aptallık” yapılmaması çağrısında bulundu.
Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 33 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor – sağlıcakla kalın!
Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü