Merhaba,
Açık Radyo ile 2004'te İstanbul'a taşındığımızda tanıştım. Ve hemen çok sevdim. Her zaman, her ortamda, nerede olursam olayım dinlemeye çalıştım hep. Ama hayatımın iki döneminde çok önemli oldu Açık Radyo. Bunları paylaşmak istedim sizinle.
Birincisi: 2007'de hamileliğim süresince: İkiz bebeklere gebe idim ve bu sürecin büyük kısmını fazla da hareket etmeden evde Açık Radyo dinleyerek geçiriyordum. Çok mutlu idim. Gazete almıyordum, televizyon izlemiyordum, yanımda arkadaşa da fazla ihtiyaç duymuyordum. Bebeklerim ve ben açık radyo dinliyorduk. Herhalde ondan olsa gerek sağlıklı iki güzel kız olarak doğduklarından beri müziği müthiş seven ve yatkın olan çocuklar oldular. O günlerde Açık Radyo bana çocuklarımın geleceği ve daha güzel bir dünya ile ilgili tatlı hayaller kurdurtuyordu. Her ne kadar küresel ısınma, nükleer tehdit ve savaşlardan bahsedilse de bazı insanlar bunlara karşı bir şeyler yapmaya çalışıyordu ya, bu da umut demekti.
Bir gün bu tatlı hayallerden uyandık. Hayat sürprizlerle dolu. Bazen iyi, bazen değil. 2,5 yaşındaki kızlarımızdan biri, Güneş'in beyninde tümör olduğunu öğrendik. Dünyamız altüst oldu. Kanser maalesef çocukları da vuruyor. Muş. Ben nedenini aramamak gibi bir yola girdim. Başımıza gelmiş bir hücre kazası olarak bakıyorum ama nedenler maruz kaldığımız doğadan uzaklaşma, radyasyon, hava kirliliği ...vs olabilir. Bunu belki ayrıca tartışmak, araştırmak gerekir.
Bu hastalığa karşı Güneş'imiz aslanlar gibi bir yıl mücadele etti. Her şeyin en iyisini yaptı ama artık küçük bedeni yoruldu. Aralık ayının ortasından beri derin bir uykuda. Koma . Kaderin gönlü son günlerinde acı çekmesine razı olmamış olsa gerek ki yanı başımızda uyuyor yavrumuz. Hastanedeyiz. Onun sevdiği kitapları okuyor, müzikleri çalıyorduk. Açık radyoyu hastaneden dinleyebilmeye başladığımızdan beri "Güneş'li" odamızda hep Açık Radyo açık. İşte Açık Radyo'lu ikinci önemli dönemimiz de bu.
Tahmin edersiniz ki yaşama karşı "kırık" bir dönemimiz. Tarifi imkansız zor duygularla yüklüyüz. Bir yandan bu hafta mı, bu gün mü, bu saat mi bizden bir parça sonsuza dek ayrılacak diye düşünürken diğer yandan hayata nasıl tutunabileceğimizi sorguluyoruz. Dayanabilmek için umut gerekli. Gelecekle ilgili olumlu beklenti yaratmak. Bu süreçte Açık Radyo bizim kırık yüreklerimizi "tedavi" ediyor. Uzun zamandan sonra bu hafta tekrar "coşku" duyabilmeyi Eraslan Sağlam'ın destek isteyen sesinde bulduk. Destek isterken destek olduğunu biliyor muydu acaba?
Güneş gibi küçükler artık uyanamadıklarında anneleri, babaları ve kardeşleri için çok büyük boşluk bırakıyorlar arkalarında ama bir "eser" veya dünyaya bir "iz" bırakma şansları olmuyor. Tabii ki Güneş'i başka türlü yaşatmanın türlü çeşit yollarını arayacağız vakti gelince ama biz biraz dolambaçlı da olsa, ilk yol olarak, onun adına, "daha güzel bir dünya mümkün" diyen Açık Radyo'ya destek olmakla başladık.
Teşekkürler
Güneş ve Işık'ın annesiAyşegül Ulus